Bu başlıklardan en önemlisinin planlı üretim olduğunu düşünüyorum. Çünkü planlı üretimin olmadığı bir yerde diğer başlıkların da amacına ulaşması mümkün değildir. Bu bağlamda: Tarımsal üretimin planlanması, gıda güvencesi ve güvenliğinin sağlanması, verimliliğin artırılması, çevrenin korunması ve sürdürülebilirliğin tesis edilmesi için Bakanlıkça belirlenen ürün veya ürün gruplarının üretimine başlanmadan önce bakanlıktan izin alınacak. Arz ve talep miktarı dikkate alınarak hangi ürün veya ürün gruplarının üretileceği ile tarım havzası veya işletme bazında asgari ve azami üretim miktarları Bakanlıkça belirlenecek.
Bu kapsamda ilk kez aykırı faaliyette bulunduğu tespit edilenler yazılı olarak uyarılacak ancak uyarı tarihinden itibaren 12 ay içinde uygun faaliyette bulunmayanlar, uyarı tarihinden itibaren 5 yıl süreyle hiçbir destekleme programından yararlandırılmayacak. İlgili maddeler uygulandığı taktirde stratejik ürünlerde arz güvenliği korunarak ülkemizin ihtiyacına göre asgari ve azami ürün miktarları belirlenecek ve böylece ürün fazlası veya eksikliğinin önüne geçilebileceği kanaatindeyim.
Bir diğer önemli başlık ise ekilmeyen araziler ile ilgili. Buna göre: Üst üste iki yıl süreyle işlenmeyen tarım arazileri tespit edilecek ve bu arazilerin üretime kazandırılması için geliri arazi sahiplerine ait olmak üzere kiraya verilecek. Bakanlığımızın açıklamasına göre ülkemizdeki 238 milyon dekarlık işlenen tarım alanlarının 20 milyon dekarlık bölümü âtıl durumda. Üstelik, bu âtıl alanların yüzde 25’i sulamaya elverişlidir. Dolayısıyla bu kararın ekilmeyen alanların daraltılmasına önemli katkı sağlayacağını düşünüyorum.
Kanunun bir diğer önemli amacı sözleşmeli üretimin yaygınlaştırılması. Bu kapsamda: Tarım sektöründe sözleşmeli üretimin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması için gerekli düzenlemeler Bakanlıkça yapılacak. Sözleşmeli üretimi özendirmek üzere, belirtilen desteklerin verilmesinde üreticilere öncelik tanınacak.
Sözleşme kapsamında üretilen ürünün alımından veya satımından vazgeçen üretici ya da alıcılar için ceza koşulu belirlenecek. Ceza koşulu, alımından ya da satımından kaçınılan ürün miktarının sözleşmedeki bedelinin yüzde yirmisinden az ve yüzde ellisinden fazla olamayacak.
Bu karar üretim planlamasının amacına ulaşmasının en önemli unsurlarından biridir. Adına uygun şekilde uygulandığı taktirde çiftçilerin hasat döneminde sorun yaşamasının engelleneceği gibi, sanayicilerin de istediği miktar ve kalitede ürüne erişimi sağlanacaktır. Diğer yandan fiyattaki dalgalanmaların önüne geçilerek tarım ve gıda fiyatlarında istikrar sağlanmasına büyük katkısı olacağı kanısındayım.
Hedefler İçin Bir Bütün Olarak Hareket Etmeliyiz
Ülkemiz tarımsal alan açısından dünyada 17. sırada olmasına karşın tarımsal hasılada Avrupa’da 1. ve Dünya’da yıllar itibariyle ilk 10’da yer almaktadır. Bu performansın sürdürülebilir olması açısından doğru tespit edilen ve büyük önem taşıyan bu hedefler etrafında kenetlenmemiz gerektiğini düşünüyorum. Diğer yandan; bu programda yer almayan ancak sektörümüzün ihtiyaç duyduğu yeni politika ve projelerin kurgulanmasına yönelik olarak bugünden itibaren çalışmamız gerektiği kanısındayım.
Ülkemizin tarım sektöründeki potansiyeli çok daha büyük. Başta devletimizin sahiplenmesi olmak üzere, sektörümüzün tüm bileşenlerinin uyum içerisinde çalışması ve son düzenleme ile belirlenen hedeflere yönelik politikaların dirayetle uygulanmasıyla bu potansiyelimizi daha da iyi değerlendirebileceğimiz kanaatindeyim.